Mirasta Mal Paylaşımı ve Mirasçılar

Miras Nedir?

Miras TDK da şöyle ifade edilmiştir; Birine, ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet, kalıt, bırakıt, tereke. Hukuk literatüründe ise; murisin kanunen tanınan yasal mirasçılarına ve murisin hayattayken düzenlediği vasiyetname veya miras sözleşmesi ile kendine mirasçı tayin etmesi sonucu ortaya çıkan atanmış mirasçılarına geçen hukuki işlemlerin tümü olarak açıklamak mümkündür. Mirası dair kuralları düzenleyen miras hukuku ise; gerçek kişinin ölümü veya gaipliği halinde, bu kişinin malvarlığının kimlere ve nasıl intikal edeceğini düzenleyen hukuk dalıdır.

Mirasçılık Nedir?

Miras bırakanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesiyle terekenin, mirasın intikal ettiği gerçek veya tüzel kişiye mirasçı denir. Muris, mirasına yasal mirasçı dışında mirasçı atayabileceği gibi sadece belirli bir malın bırakılması adına ölüme bağlı tasarrufta da bulunabilir. Belirli mal bırakılan kişi cüzi halef olarak sadece kendisine bırakılan mal nezdinde mirasçılara karşı bir alacak hakkı elde eder. Cüzi haleflerin tereke borçlarından sorumlulukları da yoktur.

“Yasal ve Atanmış” olmak üzere iki tür mirasçı vardır. Yasal mirasçı; miras bırakanın iradesine bağlı olmaksızın direkt kanundan kaynaklanan, murisin ölümü ile terekeye (kişinin para ile ölçülebilen tüm hak, borç ve hukuki ilişkileridir) ilişkin hak ve borçların kül (aktif ve pasifiyle) halinde vârislere intikal ettiği miras hukuku statüsüdür. Yasal mirasçılar Türk Medeni Kanunu m.495-501 (495 ve 501 dahil) arasında düzenlenen kişilerden oluşmaktadır. Bu kişiler;

1) Kan Hısımları 

Altsoy: Miras bırakanın birinci derece mirasçıları onun altsoyudur.

Ana ve Baba: Altsoyu bulunmayan miras bırakanın mirasçıları ana ve babasıdır. 

Büyük Ana ve Büyük Baba: Altsoyu, ana ve babası ve onların altsoyu bulunmayan miras bırakanın mirasçıları büyük ana ve büyük babalarıdır. 

Evlilik Dışı Hısımlar: Evlilik dışında doğmuş ve soy bağı, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulmuş olanlar baba yönünden evlilik içi hısımlar gibi mirasçı olurlar. Aksi halde mirastan mal paylaşımı sırasında hak sahibi olamazlar.

2) Sağ Kalan Eş: Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre miras bırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı olur:

Miras bırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri, Miras bırakanın    ana    ve    baba    zümresi   ile    birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,

Miras bırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.

3) Evlatlık: Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar.  Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar.

4) Devlet: Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası Devlete geçer.

olmak üzere 4 gurup yasal mirasçı olarak kanunda düzenlenmiştir.

Atanmış mirasçı ise adı üzerinde irade ile atanan mirasçılardır. Muris mirasın tamamı ya da belli bir oranı için bir veya birden çok kişiyi vasiyetname veya miras sözleşmesiyle mirasçı olarak atayabilir. Atanmış mirasçılarda tıpkı yasal mirasçılar gibi terekeye ilişkin hak ve borçlara tam ve kül halinde hak sahibi olmaktadır.

Mirasçılara ilişkin tanımlamalara değinmişken konuya ilişkin birkaç kavramı kısaca açıklamakta yerinde olacaktır.

Yedek mirasçı; murisin bir kişiye bıraktığı mal varlığını mirasçının almadığı hallerde bunu onun yerine alacak kişi yedek mirasçıdır.  Örneğin, “(A)’yı terekemin 1/8’i için atıyorum eğer (A) mirasçı olmazsa (B) mirasçı olacaktır.” şeklinde ortaya çıkan bir durum yedek mirasçılık statüsünü ortaya çıkaracaktır.

Art mirasçı; miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufla atadığı ön mirasçıyı mirası art mirasçıya devretmekle yükümlü tutması halidir. Aynı yükümlük art mirasçıya yüklenemez. Tasarrufta geçiş anı belirtilmemişse miras ön mirasçının ölümüyle art mirasçıya geçecektir.

Art mirasçı ön mirasçının mirasçısı değildir. Yine bir örnek ile açıklayacak olursak; (A) mirasından (B) ve (C)’yi pay sahibi yapıyor ve (B)’den sonra (D)’ye (C)’den sonra (E)’ye geçmesini istiyor. Burada (B) ve (C) ön mirasçı (D) ve (E) art mirasçıdır.

Ön mirasçı mirası atanmış mirasçılar gibi kazanır. Tam tasarruf hakkına sahiptir fakat mirası art mirasçıya geçirme yükümlülüğü vardır. Art mirasçının tereke borçlarından kişisel olarak sorumluluğu mirasın devrinden itibaren başlar.    

Mirasta Malların Paylaşımı Nasıl Olur?

Kan hısımları arasındaki mirasçılık zümre sistemine göre tespit edilir. Bir kimse (zümre başı) ve ondan sıra gelen kişilere (onun altsoyu) zümre denir. Zümreler muristen başlayarak belirlenir ve murisin her altsoyu zümre başı olarak hesaba katılır. Zümre başı her zümrede ilk sırada miras hakkına sahip kişidir. Zümre başı hayattaysa onun altsoyu mirasçı olamaz. 1.zümre başı miras bırakanın çocuklarıdır. 2.zümre başı miras bırakanın anne babasıdır. 3.zümre başıysa büyük anne ve büyükbabadır. Zümre sisteminin ana prensipleri ise şöyledir;   

  1. Kişi mirasçı olabilmek için mutlaka bir zümreye dahil olmalıdır. Yasal mirasçılık kan bağına dayandığı için kayın hısımları yasal mirasçı olamazlar.
  2. Bir önceki zümrede mirasçı bulunması, bir sonraki zümrenin mirasçılığını engeller. Örneğin; 1.zümre de bulunan çocuğun hayatta olması 2.zümre de bulunan anne-babanın mirasçılığını engeller. 
  3. Aynı zümre içerisinde ön sırada bulunan mirasçıların varlığı alt sıralarında bulunan mirasçıların mirasçı olmasını engeller. Örneğin; miras bırakanın 1.zümrede bulunan çocuğunun hayatta olması yine 1.zümrede bulunan torununun mirasçı olmasını engeller. 
  4. Zümre veya kök başlarının sağ olması onların altsoylarının miras bırakana mirasçı olmasını engeller. Örneğin; Anne ve babanın bulunması diğer çocukların (kardeşlerin) murise mirasçı olmasını engeller.

Derece sisteminde mal paylaşımına birinci dereceden başlanır. Birinci derece de mirasçılar yoksa sırasıyla ikinci ve üçüncü derece mirasçılar arasında mal paylaşımı yapılır. Murisin eşi bütün derecelerle birlikte belli oranlarda miras hakkına sahiptir. Medeni hukuk sisteminde üç tane zümre kabul edilmiştir.

1.Zümre: Miras Bırakanın Altsoyu (çocukları, torunları…): Miras bırakanın birinci derece mirasçıları, onun altsoyudur. Çocuklar eşit olarak mirasçıdırlar. Miras bırakandan önce ölmüş olan çocukların yerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.

2.Zümre: Miras Bırakanın Anne-Babası ve Altsoyu (kardeşleri, kardeşlerinin çocukları…): Murisin hiç altsoyu kalmamışsa mirasçıları, ana ve babasıdır.  Bunlar eşit olarak mirasçıdırlar. Miras bırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alacaktır. Bir tarafta hiç mirasçı bulunmadığı takdirde, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır. Yani miras bırakan (M)’nin babası (A) ile annesi (B)’nin olduğu varsayımında; eğer baba (A) miras bırakan (M)’den önce ölmüş ve (A)’nin da mirasçıları varsa miras onlara geçecek, eğer mirasçıları yoksa baba (A)’ya düşecek miras payı da murisin annesi (B)’nin olacaktır.

3.Zümre: Miras Bırakanın Büyük Anne-Babası ve Altsoyları (amca, hala, teyze, dayı …): Büyük ana ve büyük babaların ve onların altsoylarının miras bırakanın mirasçıları olabilmeleri için 1. ve 2. zümreden kimsenin bulunmaması gerekir. Yani miras bırakanın altsoyunun, ana ve babası ile onların alt soyunun miras bırakandan önce ölmüş olması gerekir.  Miras bırakandan önce ölmüş olan büyük ana ve büyük babaların yerlerini her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır.  Ancak burada miras bırakanın eşi sağ ise ve zümre başlarının yani büyük anne ve büyük baba ölmüşse sadece miras bırakanın amca, hala, dayı ve teyzesi mirasçı olabilirler. Hala, dayı, amca ve teyzenin ölmüş olması ve miras bırakanın eşinin varlığı bunların (hala, dayı, amca ve teyze) altsoylarının mirasçılığını engeller. Bu halde sağ kalan eş tek başına mirasçı olacaktır.

Evlilik Dışı Hısımlar: Evlilik dışında doğmuş ve soy bağı, tanıma veya hâkim hükmüyle kurulmuş olanlar, baba yönünden evlilik içi hısımlar gibi mirasçı olurlar. Aksi halde mirastan mal paylaşımı sırasında hak sahibi olamazlar.

Evlatlık: Evlâtlık ve altsoyu, evlât edinene kan hısımı gibi mirasçı olurlar.  Evlâtlığın kendi ailesindeki mirasçılığı da devam eder. Evlât edinen ve hısımları, evlâtlığa mirasçı olmazlar. Maddelendirecek olursak;

  • Mirasta mal paylaşımı sırasında evlatlık ve altsoyu hem kendi ailesinden hem de evlat edinenden miras alırlar.
  • Mirasçılık açısından evlatlık ve altsoyu miras bırakanın altsoyuyla aynı haklara sahiptir.
  • Evlat edinen ve hısımları evlatlığa mirasçı olamazlar. Bunun istisnası evlat edinen ile evlatlık arasında kan bağının varlığıdır.
  • Evlatlık ve altsoyu sadece evlat edinene mirasçı olup evlat edinenin hısımlarına mirasçı olamazlar. Çünkü evlat edinmenin sonucunda yalnızca evlat edinen ile evlatlık arasında hukuki ilişki kurulur. Bu hukuki ilişki evlat edinenin hısımlarına sirayet etmez. Kuralın istisnası evlat edinen ile evlatlık arasında kan bağının varlığıdır.

Sağ Kalan Eş: Sağ kalan eş herhangi bir zümre mirasçısı değildir. Eş hangi zümrenin mirasçılık hakkı mevcut ise o zümre ile birlikte mirastan pay alır. Eş belli durumlarda tek başına mirasçı olabileceği gibi varsa atanmış mirasçı ile de mirası paylaşabilecektir.

Sağ kalan eş, birlikte bulunduğu zümreye göre miras bırakana aşağıdaki oranlarda mirasçı olur:

1) Miras bırakanın altsoyu ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri,

Örneğin; miras bırakanın 3 çocuğu vardır ve bu durumda sağ kalan eş bunlarla beraber mirasçı olacaktır. Burada eşin miras payı terekenin 1/4‘ü olurken çocuklar da kalan ¾ ‘ü eşit olarak paylaşacaktır. Bu durumda çocuklara da 1/4 er pay kalacaktır.

2) Miras bırakanın    ana    ve    baba    zümresi   ile    birlikte mirasçı olursa, mirasın yarısı,

Örneğin; miras bırakan (M)’nin annesi (A) ile babası (B) ve eşi (E) hayattadır. Bu durumda mirasçıların miras payları şu şekilde hesaplanır. (A) ve (B) ikinci zümre mirasçılardır. Bundan dolayı burada (E) terekenin 1/2’lik kısmını alırken, geriye kalan ½ de ¼ er şekilde eşit pay edilerek (A) ve (B)’ye kalacaktır.

3) Miras bırakanın büyük ana ve büyük babaları ve onların çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte üçü, bunlar da yoksa mirasın tamamı eşe kalır.

Örneğin; miras bırakan (M)’nin anne ve babası hayatta olmayıp eşi (E) ile miras bırakanın anne ve baba tarafından büyük anne ve büyük babaları hayattadır. Burada eş (E)’in miras payı üçüncü zümre başları olan büyük ana ve büyük babalar ile mirasçı olduğu için 3/4 olacaktır. Geriye kalan 1/4’lük pay ise (M)’nin anne ve baba tarafına eşit paylaştırılacaktır. Yani annesine düşen 1/8 pay annesi hayatta olmadığı için onun anne ve babasına, babasına düşen 1/8 pay da babası hayatta olmadığı için onun anne ve babasına pay edilecektir. Onlarda bu payları eşit şekilde paylaşacaktır. Nihai olarak (M)’nin anne tarafından büyük annesi 1/16, büyük babası 1/16 pay alacak, yine (M)’nin baba tarafından büyük annesi 1/16 ve büyük babası 1/16 pay alacaktır. Sadece eş olup başka mirasçı olmasaydı bütün miras eşe kalacaktı.

Eşin Mirasçılığıyla İlgili Bazı Özel Durumlar:

Boşanma kararı alınmışsa yani taraflar boşanmışsa eş mirastan pay alamaz. “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.” (TMK m.181/1)

Boşanma davası devam ederken eşlerden birinin ölmesi halinde mirasçılardan birinin davaya devam etmesi ve davalının kusurunun ispat edilmesi gerekir. “Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.” (TMK m.182/2)

Evliliğin butlanı kararı alınırsa burada tarafın iyi niyeti önem kazanır. Sağ kalan eş iyi niyetliyse yani evliliğin butlanla hükümsüz olduğunu bilmiyorsa yasal mirasçı olabilir ve ölüme bağlı tasarruf varsa bundan faydalanabilir. İyi niyetli değilse haklarını kaybeder. “Evlenmenin butlanını dava etme hakkı mirasçılara geçmez. Ancak, mirasçılar açılmış olan davayı sürdürebilirler. Dava sonucunda evlenme sırasında iyiniyetli olmadığı anlaşılan sağ kalan eş, yasal mirasçı olamayacağı gibi daha önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları da kaybeder. “ (TMK m.159)

Devlet: Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası Devlete geçer

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir