Vergi Davaları

Vergi Hukuku Nedir?

Vergi hukuku, vergilerin niteliklerini, gerçekleştirilmelerini, alınma yöntemlerini, vergi yükümlüleriyle maliyenin ilişkilerini, bunların hak ve görevlerini konu alan bir kamu hukuku dalıdır.

Vergi mükellefleri aldığı hizmetler karşılığında vergi ödeme yükümlülüğü altındadırlar. Vergiyi doğuran olay gerçekleştiğinde devletin vergi mükellefini vergilendirme aşamaları başlar. Bu aşamalar; tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsildir.

Verginin tarhı, vergi alacağının kanunlarda gösterilen matrah ve oranlar üzerinden hesaplanarak miktarının belirlenmesidir. Verginin tarhı idarece yapılır. Türkiye’de bu işi vergi daireleri yapmaktadır.

Tebliğ ise Vergi Usul Kanununa göre vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların vergi idaresi tarafından mükellefe, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere bildirilmesidir.

Verginin tahakkuku, verginin kesinleşmiş olması durumu, tarh ve tebliğ edilen verginin ödenecek hale gelmesi olarak ifade edilir.

Verginin tahsili ise tahakkuk etmiş olan vergi borcunun yasaya uygun olarak ödenmesi anlamına gelir. Verginin tahsili ile vergi ödevi ilişkisi sona erer, vergi borcu ortadan kalkar. Vergi tahsili işlemi 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca yapılır.

Vergilendirme aşamaları esnasında bazı hesaplama veya işlem hataları meydana gelebilir. Bunlara vergi hataları denir. İki tür vergi hatası vardır. Bunlar hesap hataları ve vergilendirme hatalarıdır. Hesap hataları, vergi miktarına ilişkin maddi hatalardır. Hesap hatalarının tamamı yargı yoluna başvurulmasına gerek olmadan idari yollarla düzeltilebilir.

Hesap hataları şunlardır:

1. Matrah hataları: Vergilendirme ile ilgili beyanname, tahakkuk fişi, ihbarname, tekalif cetveli ve kararlarda matraha ait rakamların veya indirimlerin eksik veya fazla gösterilmiş veya hesaplanmış olmasıdır.

2. Vergi miktarında hatalar: Vergi nispet ve tarifelerinin yanlış uygulanması, mahsupların yapılmamış veya yanlış yapılmış olması birinci bentte yazılı vesikalarda verginin eksik veya fazla hesaplanmış veya gösterilmiş olmasıdır.

3. Verginin mükerrer olması: Aynı vergi kanununun uygulanmasında belli bir vergilendirme dönemi için aynı matrah üzerinden bir defadan fazla vergi istenmesi veya alınmasıdır.

Vergilendirme hataları ise şunlardır:

1. Mükellefin şahsında hata: Bir verginin asıl borçlusu yerine başka bir kişiden istenmesi veya alınmasıdır;

2. Mükellefiyette hata: Açık olarak vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf bulunan kimselerden vergi istenmesi veya alınmasıdır;

3. Mevzuda hata: Açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınmasıdır.

4. Vergilendirme veya muafiyet döneminde hata: Aranan verginin ilgili bulunduğu vergilendirme döneminin yanlış gösterilmiş veya süre itibariyle eksik veya fazla hesaplanmış olmasıdır.


Vergi davasını kimler açabilir?

Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, gerçek kişiler, küçükler, kısıtlılar ve tüzel kişiler vergi davalarını kanuni temsilcileri ile veya temsilcilerinin vekilleri ile takdir komisyonlarınca takdir olunan matrahlara karşı vergi mahkemesinde dava açabilir.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinde açılan iptal ve yirmi beş bin Türk Lirasını aşan tam yargı davaları ile tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı yirmi beş bin Türk Lirasını aşan vergi davalarında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma yapılır.” Duruşma yapıldıktan sonra 15 gün içinde karar verilmelidir.Vergi davaları, vergi uyuşmazlıklarının çözümünde başvurulacak yargısal yöntemi ifade etmektedir. Vergi davasının tanımlanmasında belirleyici olan ise vergi uyuşmazlığı kavramıdır.

2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un vergi mahkemelerinin görevini düzenleyen altıncı maddesinin (a) bendinde, “genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalardan” söz edilmekte; aynı maddenin (b) bendinde ise, vergi ve benzeri kamu alacaklarının tahsili aşamasında çıkan uyuşmazlıklar da, vergi mahkemelerinin görevleri arasına alınmaktadır.


Ceza hukuku anlamında suç teşkil eden vergi hukuku fiilleri de vardır. Vergi Usul Kanunu’nda ceza hukuku kapsamında olan vergi suçları; vergi kaçakçılığı suçu, sahte fatura düzenleme veya kullanma, vergi mahremiyetini ihlal ve mükelleflerin özel işlerini yapma (vergi memurları için) olarak düzenlenmiştir.

İdari nitelikli vergi suç ve cezalarına karşı vergi dairesiyle uzlaşma yoluna gitmek mümkün iken, ceza hukukunu ilgilendiren vergi suç ve cezaları açısından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun hükümleri uygulanır.

Vergi cezası olan vergi mükellefleri bu işlemlere karşı idari yargı yoluna başvurabilirler. Vergi davalarına bakmakla görevli olan mahkemeler, hukuki sorunun kapsamına ve niteliğine bağlı olarak Vergi Mahkemesi veya Danıştay olarak görevlendirilmiştir.

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 37. Maddesine göre vergi uyuşmazlıklarında yetkili mahkeme:

Uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren, zam ve cezaları kesen, Gümrük Kanunu’na göre alınması gereken vergilerle Vergi Usul Kanunu gereğince şikayet yoluyla vergi düzeltme taleplerinin reddine ilişkin işlemlerde vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve tahakkuk ettiren,
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanunun uygulanmasında, ödeme emrini düzenleyen,
diğer uyuşmazlıklarda dava konusu işlemi yapan dairenin bulunduğu yerdeki Vergi mahkemesidir. Vergi mahkemelerinde yetki belirlenirken mükellefin vergi işlemleri sebebiyle bağlı bulunduğu vergi daireleri dikkate alınarak yetkili mahkeme belirlenir.

“İstanbul Nakil Vasıtaları Vergi Dairesi Müdürlüğüne ödenen motorlu taşıtlar vergisine karşı açılacak davada, verginin tarh tahakkuk ve tahsil işlemi anılan idare tarafından yapılmış olduğundan söz konusu uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Vergi Mahkemeleri’nin yetkili olacağına karar verilmiştir.” (2003/913 E., 2003/1027 K., 06.11.2003 T.)


Dilekçe nereye verilmelidir?

İlgili Vergi Mahkemesi Başkanlığına, ilgili Vergi Mahkemesi Başkanlığı farklı bir yargı çevresindeyse yetkili Vergi Mahkemesine gönderilmek üzere herhangi bir Vergi Mahkemesi veya İdare Mahkemesi Başkanlığına, İdare ve Vergi Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemelerine, yabancı ülkelerde ise Türk Konsolosluklarına, verilebilir.

Vergi davaları için dava açma süresi ilgili işlemin mükellefe tebliğinden itibaren otuz gündür.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir