Trafik Kazası Nedeniyle Destekten Yoksun Kalma Tazminatı

Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde ‘’Özel Durumlar’’ başlığı altında, ölüm halinde aşağıdaki zararların talep edilebileceği hüküm altına alınmıştır:

  • Uğranılan cenaze masrafları
  • Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar
  • Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar

Yukarıdaki hükümde belirtilen destekten yoksun kalma tazminatı, ölen kişinin bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ilgili destek ve yardımdan mahrum kalarak uğradığı zararın karşılığında bu kimselere ödenen tazminat türüdür. Bu hüküm ile destek alan kişilerin maddi ve sosyal durumlarının korunması amaçlanmıştır.

Tazminat talebinde yoksun kalınan destek maddi/parasal şekilde ortaya çıkabileceği gibi manevi yardım biçiminde de ortaya çıkabilir. Örneğin ev işlerinin yapılması, ev için alışverişe gidilmesi de manevi destek kapsamına girmektedir.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Talebi:

Haksız fiil prensiplerine göre, hukuka aykırı ve kusurlu davranış ile başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Buna göre, tazminat talebi için öncelikle hukuka aykırı fiil, zarar ve kusur şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu fiil ve zarar arasında nedensellik bağı olmalıdır.

Destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilmek için mirasçı olma şartı bulunmamakla birlikte, ölen kişiden maddi destek alındığının ispati gerekmektedir. Destek ilişkisinin tek seferlik değil sürekli olması aranmaktadır. Uygulamada anne, baba, çocuk ve eş ile olan ilişkilerde destekte bulunulduğu karine olarak kabul edilmektedir. Bunlar dışındaki kişilerin ise desteği ispatlayarak tazminat talebinde bulunması mümkündür.

Tazminat talebi, sigorta poliçesi veya trafik sigortasını düzenleyen şirkete ve kusurlu olmak şartı ile ilgili araçların sürücülerine, maliklerine veya yayalara yöneltilebilir. Sigorta poliçesi düzenleyen şirkete karşı dava açabilmek için öncelikle şirkete yazılı başvuru yapmak zorunlu olup, sorumluluk tutarı da poliçede belirtilen teminat tutarı ile belirlenmektedir.

Kazaya karışmış olan kusurlu kişilere karşı manevi tazminat talebi yöneltmek de mümkündür. Ancak, sigorta şirketlerinin manevi tazminata ilişkin bir sorumluluğu bulunmamaktadır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki ölen kişi kazada tam kusurlu olsa dahi bu durum destekten yoksun kalan üçüncü kişilerin sigorta şirketlerinden tazminat talep hakkını etkilemeyecktir. Nitekim bu husus Yargıtay tarafından şu şekilde ifade edilmiştir:

“Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı; dolayısıyla tam kusurlu araç şoförünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin ve sürücünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı sigorta şirketi zararın tamamından sorumlu olacağından, davacılar davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebileceklerdir.”

Tazminatın Belirlenmesi:

Tazminat tutarı belirlenirken, vefat eden kişinin bedensel ve zihinsel katkısı ile sağladığı ve ölüm ile birlikte yoksun kalınan miktar dikkate alınmaktadır. İlgili ücret belirlenirken meslek kuruluşlarından görüş alınması mümkündür.

Mahkeme tarafından zarar hesabı yapılırken hükme en yakın tarihteki ücret verileri esas alınır. Bunun için bilirkişi görevlendirilmesi mümkündür. Tazminat tutarının belirlenmesinde yeterli delil yok ise ölen kişi ve destek olunan arasındaki yakınlık, manevi bağ, yaş, sosyo-ekonomik çevre, cinsiyet vb. hususlar da göz önünde tutulmaktadır.

Örneğin ortada bir işletmeden sağlanan gelir var ise doğrudan işletme geliri değil, ölen kişinin işletmeye yaptığı beden ve fikir katkısı esas alınmaktadır. Bu husus Yargıtay tarafından şu şekilde ifade edilmiştir:

‘’Destek tazminatının hesaplanmasında, elde edilen gelirin esas alınması doğru değildir. Hesaplamada, ölenin yaptığı işin yapılabilmesi için temin edilecek bir işçi için ödenecek ücretin belirlenmesi ve bu meblağa göre destek tazminatının hesaplanması gerekir.

(11.HD.25.01.2007, E.2005/13878 – K.2007/785)’’

Ayrıca belirtmek gerekir ki, destekten yoksun kalanların ‘’mirasçı’’ olmaları halinde; ölen kişiden kalan miras, eş ve çocuğa yapılan dul/yetim ödemeleri ve yaşam sigortası tazminatlarının, destekten yoksun kalma tazminatı belirlenirken tazminat tutarından indirilmesi mümkün değildir.

Yukarıda açıklanan hususlara ek olarak, ölen kişinin kusuru söz konusu ise tazminatta ilgili kusur oranında indirim yapılır.

Görevli ve Yetkili Mahkeme:

Destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilmek için görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi, yetkili mahkeme ise kural olarak davalının bulunduğu yer mahkemesi olacaktır.

Zamanaşımı:

Destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin talep, zarar görenin zarar ve tazminat yükümlüsünü öğrendikten itibaren iki yıl ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın sonunda zamanaşımına uğrar.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir