Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu

Cumhurbaşkanına hakaret suçu Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suçla ilgili korunması hedeflenen olgular; cumhurbaşkanının ve cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığı, onur ve haysiyetidir. Bu anlamda TCK m. 125’te düzenlenen hakaret suçundan ayrılır. Genel hakaret suçu kamu görevlilerinin kişisel saygınlığını, TCK m. 299 ise yalnızca cumhurbaşkanını ve makamını devlete karşı işlenen suçlar başlığı altında hukuki yönden korur.

Bu suç özgü bir suç değildir, faili herkes olabilir. Mağduru ise yalnızca ant içmeyle beraber cumhurbaşkanı sıfatını kazanan kişi olabilir. Bir fiil veya olgu isnat etmek veya kötü söz kullanmak suretiyle; onur, şeref ve saygınlığa saldırılmasının m. 299 bağlamında bir suç teşkil edebilmesi için cumhurbaşkanının görevi esnasında bu hakaretin gerçekleşmiş olması gereklidir. Bu nedenle cumhurbaşkanlığı görevi sona erdikten sonra bu görevle ilgili olarak hakaret edilse dahi TCK’nın 299. maddesi uygulanamayıp TCK’nın 125 – 130. maddeleri arasındaki genel hakaret suçu oluşacaktır. Cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle kovuşturma yapılması ise Adalet Bakanlığının iznine tabidir. Bu davalar Asliye Ceza Mahkemelerinde görülmektedir.


CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇUNUN CEZASI

Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suçun alenen işlenmesi hâlinde (televizyon yayınında, sosyal iletişim platformlarında, topluma açık olan yerlerde vb.) verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.

Suç teşkil eden fiilin mutlaka kişinin yüzüne karşı işlenmesi gerekli değildir, bir kişinin duyabileceği şekilde gıyabında söylenmesi de yeterlidir. Şeref ve saygınlığa saldırı birçok şekilde gerçekleşebilir. Sosyal medya aracılığıyla, resimle, radyo yayınıyla veya diğer iletişim araçlarıyla da bu suç işlenebilir. Suçun oluşması için diğer gerekli olan unsur ise  kasttır. Kişi hakaret ederken hakaretin muhatabının cumhurbaşkanı olduğunu mutlaka bilmelidir, aksi halde bu fiil TCK m. 299 anlamında bir suç oluşturmaz.

“09/11/2011 tarihli olay tutanağı ve tutanak mümzi polislerin ifadelerinden, sanığın suç tarihinde polis merkezi önüne gelip bağırmak suretiyle Cumhurbaşkanı ve Başbakan’a yönelik sarf ettiği sözlerinin aynı yer ve zaman dilimi içerisinde, aynı suç işleme kararıyla gerçekleştirmesi göz önünde bulundurulduğunda, sanığın eyleminin hukuken tek bir fiil ile TCK’nın 229/1. maddesinde tanımlanan Cumhurbaşkanına hakaret ve aynı Kanunun 125/3-a. maddesinde tanımlanan hakaret suçlarını oluşturduğu, TCK’nın 44. maddesi uyarınca en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılması gerektiği anlaşıldığından; sanık hakkında aynı eylem nedeniyle İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/561 esas 2013/440 karar sayılı ilamı ile Cumhurbaşkanına hakaret suçundan TCK’nın 299/1. maddesi uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası verildiği…” ( Yargıtay 4. Ceza Dairesi   2020/17561 K.)

Cumhurbaşkanına hakaret suçu takibi şikayete bağlı olmayan suçlardandır. Bu sebeple dava zamanaşımı olan 8 yıl içerisinde suçun savcılığa iletilmesiyle re’sen soruşturma başlatılır. Bu suçta uzlaştırma uygulanmaz. Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir. Bununla birlikte cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle ceza mahkemesi tarafından hükmedilen hapis cezası, belli bazı koşullarda adli para cezasına çevrilebilir. Cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.

HANGİ İFADELER CUMHURBAŞKANINA HAKARET KAPSAMINA GİRER

Cumhurbaşkanına Hakaret suçunun oluşması hakkında Yargıtay  bu suçun oluşumu için “Onun sosyal değeri konusunda kendisinin veya toplumun düşünce veya duyguları sarsıcı fiil veya sıfatlar isnat veya izafe edilmelidir. Ne tür hareketlerin şeref ve itibari ihlal edici olduğu, toplumda hakim olan ortalama düşünüş ve anlayışa göre belirlenmelidir, bunun tayininde ölçü bireyin özel duyarlılığı değildir. Bu itibarla basit bir saygısızlık hakaret ve sövme olarak nitelendirilemez”  demektedir.  Söyleyen kişinin o an ne demeyi amaçladığı, sözü hangi anlamda kullandığı, sözün nerede ve ne zaman söylendiği gibi kriterler ayrı ayrı somut olaya göre değerlendirilir. Mahkemeler tarafından yürütülen davalarda kişilerin devlete karşı suç işlediğine dair soruşturma yapılmaktadır. Cezai yaptırımlar da bu duruma bağlı olarak gerçekleştirilir. Yukarıda belirtilen unsurların yanı sıra Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığını zedeleyecek söz ve davranışlarda bulunmak, savaş provokatörlüğü yapmak, hukuki düzeni cebren değiştirmeye yönelmek ve nefret söyleminde bulunmak gibi birçok suç, cumhurbaşkanına hakaret davasının konusu olabilir.

“… kendi facebook sayfasında aynı suç kastıyla ve birden fazla kez Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını kastettiği açıkça anlaşılacak şekilde; katil, yezit, hapisten korktuğu için zulmeden, teröristleri besleyen gibi doğrudan Cumhurbaşkanını halk nezdinde küçük düşürücü, onur ve saygınlığını zedeleyici, isnatlarda bulunmak suretiyle AİHS ve hukuk düzenimizin koruduğu düşünce özgürlüğü kapsamında kalmayan, anlam ve içerik derinliğinden yoksun, sloganik tarzda aşağılayıcı ve hakaret kastıyla söylenmiş paylaşımlardan ibaret sanığın eyleminin Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturacağı gözetilmeden, 5237 Sayılı Kanun’un 299/1-2, 43/1 maddeleri uyarınca sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken beraat kararı verilmesi isabetli değildir (Yargıtay 16. Ceza Dairesi    2017/4807 K.)

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir