Kamulaştırmasız El Atma ve Tazminat Davası

Kamulaştırmasız el atma; idarenin, özel mülkiyette bulunan bir taşınmazı, idareye tanınan kanuni mal edinme yöntemi olan kamulaştırma müessesesini bilerek veya bilmeyerek kullanmaksızın ve bir bedel ödemeksizin fiilen ve haksız şekilde işgal etmesidir. Yani basit anlatımla; kamulaştırma yetkisi olan devlet veya kamu tüzel kişisinin, özel mülkiyetteki bir taşınmazı geçerli bir kamulaştırma kararı olmaksızın, taşınmaz malikinin rızası aranmaksızın ve bedeli ödenmeksizin fiilen işgal ederek kamu hizmetine özgülemesidir.

KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMANIN ŞARTLARI

  1. İdarenin özel mülkiyette bulunan bir taşınmaza kamu yararı amacıyla el atması gerekir.
  2. El atmanın yetkili idare tarafından ve idarenin görev alanı konularında yapılması gerekir.
  3. İdarenin usulüne uygun kamulaştırma yapmaksızın el atması gerekir.
  4. İdarenin taşınmaza fiilen el atmış olması gerekir.
  5. İdarenin sahiplenmek üzere ve kalıcı olarak el atmış olması gerekir.

KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMANIN ÇEŞİTLERİ

Fiili El Atma

İdarenin yasal yollardan kamulaştırma yapmaksızın, bilerek veya bilmeyerek, malikin rızası olmadan ve bedel ödenmeden özel mülkiyetteki bir taşınmaza fiilen el atması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Fiili el atma eylemi taşınmazın üzerine bina, tesis benzeri inşa yaparak gerçekleşebileceği gibi, taşınmazı doğrudan bir kamu hizmeti için ayırması ile de gerçekleşebilir. Bu işlem, içerdiği ağır hukuksuzluk bakımından özel hukuktaki haksız fiile benzetilerek “fiili yol” olarak yorumlanmaktadır.

Hukuki El Atma

İdarenin başlangıçta kanuna uygun şekilde hareket ederek, kanundaki süreye uygun şekilde kamulaştırılmak üzere kamu hizmetine tahsis ettiği taşınmazı, imar programlarını uygulamaması, herhangi bir işlem tesis etmemesi, pasif kalarak taşınmazın mülkiyet hakkının özüne müdahale etmesi sebebiyle durumun kanuna aykırılaşmasıyla bu olgu meydana gelmektedir.

Ortak Özellikler

Fiili el atma ile hukuki el atma arasındaki ortaklıklar;

  • İdare kamu yararı amacıyla hareket eder.
  • İdare özel mülkiyetteki taşınmaza sahiplenmek amacıyla kalıcı olarak el atar.
  • Mülkiyetin idareye geçmesi 3 şekilde olur; malikin rızasıyla, usule uygun kamulaştırmayla, dava yoluyla taşınmazın bedeli ödenerek.

Farklar

Fiili el atma ile hukuki el atma arasındaki farklar;

  • Fiili el atmada zilyetlik idareye geçip mülkiyet malikte kalırken, hukuki el atmada mülkiyet de zilyetlik de idareye geçmez ancak malikin mülkiyet hakkı sınırlandırılır.
  • Fiili el atmada idare usulüne uygun kamulaştırma yapma fikrinde değilken, hukuki el atmada idare başlangıçta öngördüğü 5 yıllık süre içinde kamulaştırma yapma fikriyle hareket eder.
  • Fiili el atmada hukuka aykırılık en baştan itibaren idarenin haksız fiili niteliğindeyken, hukuki el atmada hukuki aykırılık idarenin öngörülen süre içerisinde eylemsiz kalması nedeniyle oluşur.
  • Fiili el atmadan kaynaklanan uyuşmazlıklarda adli yargı görevliyken, hukuki el atmadan kaynaklanan uyuşmazlıklarda idari yargı görevlidir.

KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMALARDA MALİKİN HAKLARI

İdarenin kamulaştırmasız el atma ile mülkiyet hakkını ihlal ettiği malik;

1) İdarenin haksız işgalinin ortadan kaldırılması için el atmanın önlenmesi davası açabilir.

Malik, idarenin taşınmazın zilyetliğine ve mülkiyetine yaptığı haksız el atmanın önlenmesini dava yoluyla talep edebilir. El atmanın önlenmesi davası ayni bir hak olan mülkiyet hakkına dayandığından zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir. Ancak idarenin taşınmaz üzerindeki el atma fiili sona ermişse bu dava açılamaz. El atmanın önlenmesi davasının açılabilmesi için zarara uğrama şartı yoktur ancak malik bu sebepten zarara uğramışsa ayrıca tazminat davası açma hakkı vardır. Davayı açacak kişi tapu malikidir, taşınmaz paylı mülkiyette ise her paydaş tek başına dava açabilir. Dava sonunda verilen karar bütün taşınmazı etkiler. Bu dava taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmalıdır.

2) Taşınmazın mülkiyetinin idareye geçmesine rıza göstererek bedelin tahsili davası açabilir.

Mülkiyetin taşınmaza hukuka aykırı şekilde el atan idareye devredilmesine rıza gösterilerek taşınmazın bedelini talep etmek üzere açılan davadır. Ayni bir hak olan mülkiyet hakkına dayandığından zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir. İdarenin taşınmaz üzerindeki el atma fiili sona erene kadar dava açılabilir. Davayı açacak kişi tapu malikidir, taşınmaz paylı mülkiyette ise her paydaş tek başına dava açabilir. Dava sonunda verilen karar davacıların payı oranında etkilidir. Mahkeme taşınmazın bedelini resen araştırma yaparak veya bilirkişi raporu ile tespit etmekle yükümlüdür. Davadaki bedel tespit yöntemi idarenin kamulaştırma yaparken kullandığı bedel tespit yöntemidir. Bu dava taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmalıdır.

3) Kamulaştırmasız el atma nedeniyle zararı doğmuşsa tazminat davası açabilir.

Kamulaştırmasız el atma sebebiyle taşınmazın kendinde veya taşınmaz üzerindeki ağaç, mahsul gibi eşyalarda bir zarar meydana gelmişse malik bu zararın tazminini talep edebilir. İdare, haksız fiil (TBK m. 49) nedeniyle verdiği zararları tazmin etmekle yükümlüdür. Malik, zararını ve bu zarara idarenin kusurunun sebep olduğunu ispatlamakla yükümlüdür. Zararın miktarı tam olarak belirlenemiyorsa hakim hakkaniyete göre karar verir. Kamulaştırmasız el atma nedeniyle zarar gören herkes davacı olabilir. Dava, zarar görenin zararı ve zararın yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yıl içinde açılabilir. Tazminat davası, davalının yerleşim yeri veya taşınmazın bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesinde açılabilir.

4) İdarenin haksız fiili nedeniyle ecrimisil davası açabilir.

Taşınmazını, idarenin haksız işgali nedeniyle dilediği gibi kullanamayan kişilerin açabileceği davadır. Diğer adıyla haksız işgal tazminat davasıdır. Burada kamulaştırma kararı almadan veya kamulaştırma işlemlerini tamamlamadan taşınmaza el koyan idare haksız işgalci konumundadır. Malik, işgal nedeniyle taşınmazından gelir getirici şekilde (örneğin kira) yararlanamadığından idareden haksız işgal tazminatı ödemesini talep eder. Yargıtay, her ne kadar ecrimisilin hukuki niteliğini haksız fiil olarak kabul etse de ecrimisil davalarında haksız fiilin zamanaşımı olan 10 yılı değil kira sözleşmelerindeki zamanaşımı süresi olan 5 yılı uygulamaktadır. Bu itibarla ecrimisil tazminatı, davanın açıldığı tarihten itibaren geriye dönük olarak 5 yıl talep edilebilir. Ecrimisil davaları, davalının yerleşim yeri veya taşınmazın bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesinde açılabilir.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir